
Ben Hunfrid, bir alman SS'iyim, Nazi olmayı kendim seçmedim
Hatta ne ilginçki nazilerden NEFRET ederim. Babam Meinyard Ulrich,
annem Gertie ulrich ama ben ulrichlerden değilim kısacası evlatlık
alınmışım ama bu konulardan fazla sözetmek istemiyorum.
Şimdi gel gelelim orduya nasıl girdiğime zamamında daha gençken,
Oturduğumuz köydeki abiler askerlerin haftada bir kez motivasyon
icabı hayat kadınlarıyla birlikte olduğunu söylerdi biz küçük
bir alman köyünde yaşıyoduk bolluk ne?!demek bilmezdik.
Askerlerin yemek yediği sofrada bir tek kuş sütü eksik derlerdi
Ballar reçeller yağlar ekmekler, Gözümün önüne geldikçe çıldırrrıcak
gibi oluyordum. Sonra ilerleyen yaşlarımda aileminde baskısıyla
birlikte Orduya katıldım. İlk zamanlar herşey günlük güneşlikti,
Eğitim meğidim derken rahat rahat geçiniyorduk, Taa ki Nazilerin
yani benimde içinde bulunduğum topluluğun gerçek yüzünü anlayana kadar
Ben ne kadar kalıplı olsamda vurdummu 3 adamı devirecek güçde olsamda
inanılmaz yufka yürekli biriydim ağlayan birini gördümmü içim cız
ederdi benimde gözlerim parlak parlak doluyordu. Haa demeyin senden
bi bok olmaz ! Olur oluur.. Hak yiyen birini gördümmü hemen yakasına
yapışırdım iki elimle boğazını kavrardım tabi yine o haldeki yüzünü
görünce yüreğim cız ederdi bırakırdım. Eğitimimi tamamladıkdan sonra
SS Subayı Dagoberto koluma vurarak artık sende bi iki yahudi
öldürebilirsin dedi aslında seçimim öyle değildi, aklımdaki plan
cephane taşıyıp akşamlarıda bol bol ziyafet çekmekti ilk
operasyonumuzda bi yahudi yatakhanesiydi bana uzun palto giydirdiler
koluma SS bandı bağlayıp kamyonun arkasına bindirdiler.
Kamyonla yola koyulmuştuk yollar engebeliydi kamyonun kasasındakiler,
Bi o yana bi bu yana sallanıyordu, tüfeğimi sabit tutmakta güçlük
çekiyordum, giderek yavaşladık yahudi yatakhanesinin önüne gelmiştik
herkes kamyonun kasasından ini verdi ben ne yapacağımı bilemeden
onlar gibi indim Subay Dagoberto kapıyı tekmeleyerek, elindeki
otomatik silahla bi düzüne yahudiyi katletti sonra başındaki
SS Simgesi olan şapkayı sağ eliyle yukarıya doğru kaldırdı HAİL HİTLER
Diye bağırdı. Bazı yahudiler yaşıyordu hepsini bi kenara dizdiler
Dagoberto bana baktı ben ona baktım, Hunfrid bugünkü şanslı kişi
sensin dedi, ilk başta ne demek istediğini anlamadım silahını çıkardı
silahına yukardaki lambadan gelen kısık ışık gözümü aldı bi an,
silahı elime aldım sonra Dagoberto'ya baktım. bana ''GEBERT HEPSİNİ
ASKER'' diye bağırdı silahı yahudilere doğrulttum, hepsini
ölüm korkusu sarmıştı birbirlerine bakıyorlardı bi tanesi bayılmıştı,
kimisi titriyordu ama içlerinden biri Dimdik duruyordu hepsinin önüne
geçti ne yapıcağımı bilemeden gözümü kapatıp şarjördeki bütün
mermileri sonuna kadar bitirdim her tetiği sıkışımda, yüzüme sıçrayan
kan damlalarını hissedebiliyordum ve her damlada kalbime bıçak
sokuluyormuş gibi bi acı hissediyordum Dagoberto beni iterek elimdeki
silahı aldı bunu mutfağa yollayın dedi bundan bi bok olmaz !
el çabukluğuyla şarjorü doldurarak kalan son iki kişiyide vurdu.
Kamyona bindik ve herkes bana bakıp gülüyordu.
İndiğimizde beni doğrudan mutfağa gönderdiler bi iki gün mutfakta çalıştıktan sonra
Subay Dagoberto beni yanına çağırdı, bana dönerek sen bi yahudi hayranımısın ?
Bilmiyorum neden öyle söyledim, Hayır efendim asla dedim.
Yüzüme baktı ve sırıttı aramıza yeniden hoş geldin Hunfrid dedi.
barakada bi gece geçirdikten sonra izin günüm gelmişti dışarıya çıktım amacım
Bir paket dunhill almaktı, dışarı çıktım bakkala doğru ilerledim
heryerden bi gürültü, patırtı hiç bişey yokmuş gibi yoluma devam ettim.
Yolun sonunda sola döndüm bakkal o taraftaydı döndüğümde küçük bi kız bana çarptı.
Ona doğru baktım kafasını kaldırdı bi an, hemen gözlerini kaçırdı.
koşar adımlarla ilerlemeye başladı, bakkala girip bi paket dunhill aldım.
Norveç sigaralarına bayılıyodum, hemen yandaki sokağa girince küçük kızın
karşıdaki yıkık dökük eve girdiğini gördüm.
Sanki birinden saklanırmış gibi telaşlı bi hali vardı..
Durumu anlamak için yıkık dökük eve doğru ilerledim, içeri girdiğimde
küçük kızı gördüm, İki dizini bitiştirmiş kafasını yummuş hüngür hüngür ağlıyodu.
Dayanamadım buna doğru ilerledim kolu beyaz bi bezle sarılmış, üstünde sim siyah uzun bi etek.
''Lü..lü...lüütfen bayım lütfen beni öldürmeyin'' diyodu bozuk almancasıyla yüreğim parçalandı tuz buz oldu.
Bune yiyecek bişeyler, getirmek için bakkala girdim, beni gören başka bi nazi askeri '' HAİL hitler '' diye bağırarak.
O ürpertici nazi selamını verdi bende aleyküm selam dedim, sonra bu bakkaldan hiç bişey almadan çekti gitti, benimde
bişey almaya gücüm yetmedi e malum memlekette, türkçesini hatırlamıyorum. Hehh.. Şey memlekette enflasyon var, bakkaldan
bişey alamadan çıktım, paltomun iç cebinde kalan yarım ekmeği çıkardım, ona vericektim, ilerledim evin kırık bölgesinden
içerde üç beş kişi vardı meraklandım yıkık eve doğru ilerledim ufak rampayı çıktıktan sonra karşımda evin içinde 3 tane
nazi askeri, küçük kızın kafasında bi kurşun deliği duvar kıpp kırmızı, görünce şok oldum ekmeği elimden düşürdüm sonra
beni fark etmesinler diye ilerledim, bem beyaz oldum ilerledim ilerledim arkama hiç bakmadan ilerledim, durdum ve hemen
dönüp arkama baktım bi iki kişiyi görür gibi oldum. Ama yok kimse yokmuş sonra devam barakaya doğru Subay Dagoberto
kapıda beni bekliyo '' Nerde kaldın be asker, hadi SS bandını tak ve bizle gel '' Dedi barakaya girip SS Bandımı aldım
koluma geçirdim, Nefret edermişcesine baktım SS Simgesine, sonra çıktım makam arabama, yani kamyonun kasasına bindim
Subay Dagoberto'ya ''Efendim operasyonamı gidiyoruz '' Dedim. Bana baktı güldü ve aniden suratını ekşitti ''Hayır, Führerimiz konuşma yapıcak bizde formalite icabı orda durucaz''
dedi, Küçük kızın o anını gördükçe daha çok kinle doldum. ''HAY SENİN FÜHRERİNE'' Demedim, sonra o sağında ve solunda uzun
Nazi işaretinin olduğu - SS - parlamento binasının önünde indik, hepimiz yerlerimizi aldık ve Führer dedikleri, yani
almancası ''Yol gösterici'' Konuşmasına başladı. Onun palavralarını dinledikçe, içim kinle doldu, çıldırıcak gibi oldum
bi an, sonra iradem dışı tüfeği ona doğrulttum ve bi el ateş ettim kafasına Taak.. !! Adolf hitler yere yığıldı, parlamento
binasının üstündeki martılar kalktı sonra donuk bi sessizlik, Baam.. diye bi kurşun darbesi tam kafamdan, beni vuran
Subay Dagoberto.. Sonra beni yahudi mezarlığına gömdüler.
5 yorum:
Bir hikâyeci mi doğuyor?..
Hocam, sizinde yardımlarınızla, bu konuda iddaalıyım ve umutluyum.
saglam olmus.ama hala ikna edemedim senin yazdıgına =)
Boracım, seni nasıl ikna edebileceğimi söylersen memnuniyetle.
Senin blogunuda takip, ediyorum çok hoş fotoğraflar var.
Çok hoş...Çok güzel..Ellerine sağlık...
Yorum Gönder