.jpg)
Yakrak oturmaktan yorulan ayaklarını açmak için ayağı kalktı, bir o yana, bir bu yana volta atıyordu düşünerek.
O Osmanlı korkusuyla büyütülen bir çocuktu, Osmanlı sınırlarının içindeki beyliğin tek varisiydi.
Yine ölüm korkusu sarmıştı Yakrakı, Osmanlıyı alt etmek için bir şeyler düşünüyordu.
Her zaman ki gibi aklına bir şey gelmedi, ve ağır ağır yatağına girdi.
Kafasını yastığa koydu ve '' Acaba Osmanlıları din yoluyla mı alt etsem '' dedi, Osmanlıların dinini düşündü,
sonra peygamberi düşündü, ''Nasıl peygamber olunur yaa'' dedi içinden gülerek.
Saçlarıyla oynayarak sandalyeye baktı uzun uzun, sonra yorganı üstünden attı ve ayağı kalktı.
Yine bir o yana, bir bu yana volta attı Yakrak. '' BULDUUUM '' Diye bağırdı, muhafız tedirgin bir şekilde kapıyı açtı
'' Bişeymi oldu lordum '' dedi. '' Sen benimle konuşmaya nasıl cüret ediyorsun ? '' diye karşılık verdi.
Aradan yıllar geçti ve Yakrak planını tasarladı, fakat Osmanlı sınırlarının içindeki bu küçük Beylikten rahatsız oluyordu.
Ve babası hiç bir çaba göstermiyordu. Aradan yıllar geçtikten sonra babasına bu planı anlattı, ''Sen bizim halkımızı öldürtücekmisin!''
diye karşılık verdi babası, belinden çıkardığı hızla hançeri babasına sapladı. Muhafızlar kapıda olduğu için kimse göremedi.
Yakrak kapıyı açtı babasının en sadık hizmetârı, o hınçla kılıcını Yakrak’a çekti, diğer muhafız artık kral Yakrak olduğu için, yalakalık niyetine kılıç çekeni arkadan vurdu.
Halk bu duruma alışamadı. Yakraka mektuplar gelmeye başladı çeşitli beyliklerden, '' Umarım yeniden eskisi gibi ittifak halinde oluruz '' tarzında yalakalık kokan mektuplardı.
Haliyle Yakrakın götü kalktı. Aklında ki planı canlandı birden gözünün önünde, gülümsedi. Halktan gizli çeşitli odalar yaptırdı şehrin uzaklarında, kapısı olmayan sadece üstten gizli girişi olan odalar.
Duvarları cennet beyazı, yatakları kuş tüyünden, mumları ürkütücü, hayranlık uyandıran odalar.
Ardından bir ferman yaydı halka, ''Ben peygamberim'' dedi. Halk Yakrak’ı yuhaladı. küçük çaplı isyanlar çıktı fakat bastırıldı.
Halkın sözcüsü, haklarını savunan, yeri geldiğinde kendini siper eden ünlü şair Yakrakı ziyaret etti.
''Lordum, bana peygamber olduğunuzu kanıtlayın ben de halkı inandırayım'' dedi, '' Yere uzan ve uyu görüceksin '' dedi.
şair ilk başta uyuyormuş gibi yaptı mevzuyu anlamak için. '' GERÇEKTEN UYU '' Dedi Yakrak.
ozan zar zor uyudu, arkada ki adamlarını çağırdı sessizce, adamlar uyku tozunu şiirbazın burnunun önüne serpiştirdi.
sonra Yakrak şair'i dürttü şairden ses gelmeyince, ''Tamam'' dedi. İki kişi ayaklarından ve kollarından tutarak şehrin uzağında ki odalara götürdüler.
gizli geçitten odaya ozanı bıraktılar ve çıktılar. Sözde huriler şair'i öperek uyandırdı, hurileri eliyle iteledi.
Odada bir kapı aradı, bulamadı. Odaya hiç bir giriş çıkış göremeyince inandı şair. Hurilere '' Cennet sadece bu kadarmı? '' Dedi, ''Bu sadece tanrının sana ayırdığı bölüm '' diye karşılık verdi huriler.
Şiirbaz kendisine sunulan, meyveleri, sebzeleri, hurileri yedi. Hem karnı doydu hemde cinsel anlamda doydu.
Ama henüz hurilere doyamamışken, meyvedeki ilaçla sızıp kaldı. İçerideki orospular '' Tamamdır '' Diye komut verdi dışarıdaki adamlara.
Uşaklar ozanı kucaklayıp, Yakrakın karşısına yatırdılar. Bir süre sonra uyandı ve Yakrakın ayaklarına kapandı, '' Efendim, Efendim '' diyerek.
Yakrak, '' Şimdi git peygamber olduğumu halka söyle '' dedi. Halkın ozana inancı tamdı, ne anlatsa inanırdı, ve yine inandı hayretler içinde.
Halktan inanmayan bir kaç kişi daha cenneti görmek istedi, Yakrak yine aynı işlemleri yaptı. Cahil halk bir süre sonra Yakrakı peygamber olarak tanıdı.
Kısa süre sonra, Osmanlı rahat durmadı. Ve bir ordu yolladı, Osmanlı ordusunun Generali Yakrak’a '' Osmanlı karşısında duramazsınız, bu topraklardan çıkın '' dedi.
Yakrak yanına bir asker çağırdı '' Bana kalbini ver oğlum '' dedi, General önce durdu baktı, Asker hançeri kalbine sapladı Generalin ürkmüş bakışlarının altında.
Bir tane daha asker çağırdı, Bir tane daha, Dahada çağırdı. Etraf kan gölü oldu. General koşar adımlarla ordusuna gitti.
Olanları gören Osmanlı askerleri donuk bakışlarıyla Generalin ağzından '' Yurda dönüyoruz '' lafını bekledi ama Komutan '' SALDIRIN '' Diye bağırdı.
Psikolojik savaşı Yakrakın ordusu kazanmıştı. Ve Yakrakta '' SALDIRIIIN SİZE CENNET VAAT EDİYORUM '' Dedi, Ordu deliler gibi çığlıklar atarak ölmek için Osmanlı ordusunun üzerine koştu, Osmanlı ordusu inanılmaz tedirgin oldu, çoğu kaçtı, kalanlarda yüzlerce kılıç darbesiyle
Delik deşik oldu. Generalde kaçanların arasındaydı.
-Kaba kuvvetten medet umanlara-