
DIN DIN DIN ! DIN DIN DIN ! Ananınnn ! saati duvara fırlattım, yine ananın, off ! kırk dokuzuncu kırdığım saatti bu.
İşin gücün yoksa şimdi kalk güzelim yataktan saat almaya git. SOKARIM ŞİMDİ SAATE ! çektim yorganı üstüme ohhhh...
Sıcacıkk. bir saat uyuduktan sonra gözlerimi yarıladım, nooluyo lan, dışarda hiç bir araba gürültüsü, insan vızıltısı yok.
Kalktım camı açmaya çalıştım, kodumun camı açılmıyoki , çek babam çek, çek babam çek, Pat etti yüzüme çarptı kafamda on beşinci şişlik kabardı,
Başımı tutarak camdan dışarı baktım. Arabalar olduğu yerde duruyor, ellerinde çantaları ile işe koşuşturan insan sürüsü yok.
'' Lan yoksa hala uyuyor muyum? '' göz kapağımı parmağımla kaldırdım,'' yoo uyanığım ama niye dışarıda kimse yok ?
Sokağa çıkma yasağımı var yoksa, tövbe tövbee ''. pantolonumun içine girdim, bacağımda pantolona. Yeşil tişörtümü giydim üstüme, ''hey yavrum bee''.
Gogol’un paltosu lakabını taktığım paltomu giydim, biliyorum mizahım kötü ama olsun bununla idare edin işte. Kapıyı açtım.
İşte dışardayım !
'' Yav niye kimse yok ? '', bizim bakkala doğru ilerledim, kepengler kapalı. Hayalet şehir sanki, tek ses rüzgarın ağacı hışırdatışı.
'' KİMSE VARMII ? '' Diye bağırdım, uzaktan biri daha bağırdı '' Kimse varmı '' diye, yok lan bu benim yankımmış. Önüme gelen apartmana daldım, her kapıyı çaldım. AÇAN YOK !
Ya herkes seyehatemi çıktı ? ama arabalar yerlerinde. Sersem bir şekilde ilerledikten sonra karşı kaldırımda, sözde '' Süper '' market, sağıma soluma bakmadan bir adım attım, ama emin olmak için soluma baktım. Ben hep soluma bakarım
eski bir alışkanlıktır, sağıma hiç bakmam. yolun ortasına geçtim, araba geçmiyor, uzandım asfalta, güneş sıcacık etmiş. Garip bir duygu tabi, her gün arabaların altında kalma korkusuyla koşa koşa karşıya geçtiğin kaldırımda şimdi uzanıyorsun.
Ee hayat bu ne olacağı hiç belli olmaz, ne demişler '' Damlaya damlaya göl olur '' yok yerinde olmadı bu. asfaltın ortasında beş dakika istirahat ettikten sonra karşıdaki süper markete daldım, nasılmı ? cama kafa atmadım, öyle diyicem sandınız demi ? Salakmıyım o kadar.
Tabikide cama yumruk attım. içeri girdiğimde tuvalet kağıtlarının altın dişi parladı, hemen alıp kanayan elime sardım.
Oyyyy ! Alabildiğine abur cubur, alabildiğine yemek ! Aldım reçel kavanozunu daldırdım parmağımı, tatlımı tatlıı ! Elimdeki kanlarıda reçel sanıp dilimle sıyırdım.
Heytt be ! Ne adammışım, hayat beni ne hallere getirdi, vampir bile oldum. Markette elime ne geçerse yedim. Yemek o kadar boldu ki aklımı kaçırdım artık. Et bölümüne girdim, pastırmanın arasına çükümü koydum. Hahaha huylandım lan.
Marketten çıktım, boş boş gezindim öyle, fazla dik olmayan bir yokuş, yattım tepesine bıraktım kendimi yuvarlandım, yuvarlandım, sonra çıkıp yeniden yuvarlandım. Aldığım zevk bitmek bilmedi, bizi yıllardır kandırmışlar kendi etiketledikleri şeyleri zevk diye.
Yokuşun bittiği yerin solunda av tüfeği satan bir yer, aldım içeriden bir tüfek.
Ben öyle sizin gibi hayvan avlamayı sevmem, ne zevk alıyorsunuz hayvanları avlamaktan ? ahh keşke hayvanlarda tüfek tutabilip sizi avlasaydı, bu seferde idam ederdiniz onları. Yok yok bence onlar insan, siz hayvansınız. Elimde tüfekle olmayan hayvanları avladım, yani sizleri.
Soyguncuymuş gibi ağzımda peçeteyle, dükkanlara girdim '' Ya paranı, ya canını '' diyerek vurdum olmayan hayvanları. Kendi çapımda soygunculuk oynuyordum. Buz dolabında ki soğuk biralar '' GEL BENİ İÇ '', '' GEL BENİ İÇ '' diye bağırıyorlardı bana, geldim onları içtim.
On dakikaya kalmadan beynim zonkladı. Ne yapayım bünyem zayıf. Allahtan çok kaçırmadım, doktorda yok alkol komasına girersem, üstünde '' SATILMAZ '' Yazan kömürleri iğne yapıp basardım kendime valla.
Bir elimde bira, diğer elimde tüfekle, kovboy gibi gezindim ortalıklarda zevkliydi de, canım sıkılınca evlerin camlarını indiriyordum. Camlardan çıkıp '' Oğlum ne yapıyorsun daha yeni taktırdık camı ,top oynamayın mahallede '' diyen teyzelerin sesleri geldi kulağıma, cam kırılmasının seslerini duyunca.
Bir dergide okumuştum, insan çok uzun süre sessiz kalınca gaipten sesler duyarmış. Bende ses olsun diye elektronik aletler satan bir mağazadan teyp aldım, içine rasgele bir kaset taktım.
Bu seferde hip-hopcu olmuştum. Omzumda teyp, sağ elimde tüfekle geziyordum. Fakat bir şey eksikti, hiç insan yoktu. Bir insan yüzü görebilmek için yanıp tutuşuyordum.
Çıkardım paltomun iç cebime stokladığım biralardan birini. Açtım bir yudum aldım, ohh serinledim, tam bir yudum daha alacakken, yakamda banka güvenliğinin elleriyle uyandım.
'' Siktir git lan. Başka yerde uyu '', Oooohh insannn !! sarıldım banka güvenliğine, bana bakıp gülümsedi '' İşten sonra buraya gelsene '', adama bir yumruk atıp yere serdim '' Orospu çocuğu ! Gey değilim. Bari bıraksaydın da birayı bitirseydim ''...
6 yorum:
Argo'ya ihtiyaç var...
Bir de mevzuyu gereğinden fazla uzatmamaya...
Bir de zaten hep dediğim şey...
Kolay gelsin...
Rüya belirsizliğinde yazmaya çalıştığım için gerekli gereksiz uzamış.
Bir de hep dediğim şey.
Teşekkürler...
Kalem dostum ellerine sağlık...
Sağolasın Can dostum..
yazım kurallarına dikkat etmeye, en azından okuru rahatlatmaya ihtiyaç var...
gey-gay yerine "ibne" demekten sakınmamaya...
ellerine sağlık...
kolay gelsin...
Ne kadar bilmesemde, yazım kurallarına uymaya çalışıyorum.
Tirbişon olmadan gazozu açmaya benziyo, kıra döke. Ama en yakın zamanda bir tirbişon alacağım.
Sağolasın.
Yorum Gönder